Meraklı bir kızla söyleşi

İlk şiirini ne zaman yazdın?
İlk aşık olduğumda
İlk ne zaman aşık oldun?
İlkokula giderken
Nedenli sevebilir ki çocuk?
Bir insan nasıl severse
Ama erin bile değil...
Acılar erken büyütüyor bizim ülkede çocukları
Anlayamadım
Yirmibeşi geçmiyorsa başımız
yedisinde başlarız sevmeye
ölümüne severiz onbirinde
Peki ya aşk nedir?
En güzel bölüşümdür.
Ne zaman doğdun?
Hangisini soruyorsun?
O da ne demek?
1960ta, büyücek bir bakır leğen içinde
iki damla çığlık katışık
buğday kokulu anam diz kırıp
titrek bacaklarından doğurdu beni...
aşık olduğumda doğdum ikinci kez
ela gözlü bir kızdı narince
çabuk kırıldı,ama ben dönemedim geriye...
sonra dostlarım doğurdu beni
gürül gürül düşünerek, tezgahtar yoktu aramızda...
ve zindanda şiir adında bir kız tanıdım
barıştı, kavgaydı, insandı...sevdim onu
o da beni sevdi, sevişir doğarız o günden beri.
Duvarlar çok yüksek, yakışıklı mısın? göremiyorum
Geçen gün şiir yazıyordum, açılmış dünyaya kollarım
az ötede unutulmuş bir ayna, eğilip baktım yüzüme
boyuma posuma...göğüslerimi şişirdim, içeri çektim karnımı
yok canım, benzetemedim bir şeye
gözlerim özlem ateşi, alnım kurşun yeri,
ellerim çocuk eli, boyum insan boyu, tenim alacaşafak,
insanım işte olancası bu.
Ölmek nedir?
Yaşadım diyebilmektir.
Ya yaşamak?
Ölebilmektir çırılçıplak orta yerinde yaşamın
Ama sen çok gençsin...
Kendine bak, yüzyıl yaşadım ben.
Anlayamadım.
Önemi yok, ben seni anladım.

AĞUSTOS 1982

Nevzat Çelik

A dialog with an inquisitive girl

 

When did  you write your first poem?

When I fall in love in the first time

When did you fall in love?

In the primary school

How a child can fall in love?

The same as any human can fall in love

But not even yor man

Grief makes children grow very early in our country

I do not understand

If our age is below  twentyfive,

We start to love in seven,

We fall in love to death in eleven

What is love then?

The best sharing possibble

When did you born?

Which one do you ask

What does it mean?

In 1960

My wheat smelling mother

Birthed me,  İn a copper washbowl

Between her shaking legs

By kneeling and

By adding two drop of cry

 

I was born again a second time when ı fall in love

She was a hazel-eyed fragile girl

Broken down very early

But I have not returned  back

 

And then my friends re-birthed me

By thinking like a noisy drum

Clerk was not around us

 

And in the prison

I met a girl call poem

Between pease and war and humans

I love her

And she loved me too

We love and born since

 

The walls are too high

I could not see if you are hansom

 

The day before, ı was writing a poem

By opening my arms to the World

Just behind me a forgotten mirrow was laid

I bend and looked up to my face,

To my length

I swell my chest

I pushed my tummy in

No I wasnt looked like anything at all

 

My eyes were burning with the fire of longing

My forehead is the place of the bullet

My hands are the hands of a chid

My length is the lengrh of human

My skin is first lights of dawn

I am a human being

That is all

 

What is to be dye?

Saying that “I have lived”

 

What is  to be live then?

To die naked in the middle of the life

But you are so young

 

You look yourself

I have lived hundred years

 

I do not understand

 

Do not worry

I do understand you

 

August 1982

Poet: Nevzat Çelik

 

Translated by M. Turhan Çoban